Kistler, vücudun çeşitli yerlerinde oluşan ve içi sıvı veya yarı-katı madde ile dolu olan boşluklardır. Kistlerin içi epitel doku ile dolu olduğunda bu gerçek kist olarak adlandırılırken, epitel doku ile döşeli olmayanlar ise geçici kist olarak adlandırılmaktadır. Kist oluşumları bazen iç organlarda doğuştan gelen bozukluklar nedeniyle ortaya çıksa da, genellikle iltihap sebebiyle oluşurlar. Dişlerde oluşan kistler genellikle iltihap kaynaklıdır. Bazı kistler ise parazitler nedeniyle oluşabilir. Kistlerin tedavisi, türlerine ve yerleşim bölgelerine göre değişiklik gösterebilir.

Alt deri kistleri, doğuştan olabileceği gibi sonradan da görülebilir. Sonradan oluşanlar genellikle cerrahi operasyonlar veya travma nedeniyle ortaya çıkar. Bu kistler genellikle boyun, yüz, apış arası ve testislerde görülür. Kistlerin içerisinde sarı bir sıvı bulunur ve tedavi için ameliyatla alınmaları gereklidir.

Yağ dokusu kistleri, yağ bezlerindeki ani büyümelerden kaynaklanır. Vücudun çeşitli bölgelerinde, cilt altında veya üstünde görülebilirler. İçleri beyaz renkte, yumuşak ve yağlı bir sıvı ile doludur. Bu kistlerin tedavisi de ameliyatla gerçekleştirilir.

Üst deri kistleri, deri ve cilt altındaki dokuda oluşur ve genellikle doğuştan gelir. Alt deri kistlerinde olduğu gibi, bu kistlerin de tedavisi ameliyatla yapılır.

Karaciğer kist hidatidi, karaciğere yerleşen ve safra yolları ile safra akımını engelleyen bir kist türüdür. Bu tür hastalarda bulantı, kusma, sağ üst karında şiddetli ağrı, normal karın ağrısı, nefes almada zorluk, sarılık ve yüksek ateş gibi belirtiler görülür. Kist çok büyürse elle bile hissedilebilir. Tedavi için ameliyat şarttır.

Kist hidatit, vücuttaki en tehlikeli kist türlerinden biridir. Karaciğer, akciğer ve bazı dokularda bozulmalara neden olabilir. Bu kistlerin oluşumu, köpeklerin ince bağırsağında bulunan tenya ekinokok yumurtalarının insanlara bulaşmasıyla başlar. Yumurtalar insan ince bağırsağında larvalara dönüşür ve damarlar yoluyla karaciğere geçer. Eğer karaciğerde istediği ortamı bulamazsa, sağ kalbe ve oradan da akciğere geçer. Kan dolaşımı yoluyla diğer iç organlara yayılabilir. Hangi organa geçerse, burada kist hidatit denilen kistik yapılar oluşturur. Bu kistlerin %75'i karaciğerde oluşur. Dokuda iltihaplı tepkiye neden olan larvalar, yaklaşık 30 gün içinde kiste dönüşür. Bazı kistler 10-15 yıl içinde belli bir büyüklüğe ulaşır. Büyüme hızı yüksek olduğunda, kistin bulunduğu dokuda büyük bir yıkıma neden olur. Bu kist türleri, karaciğer ve akciğerde ayrı ayrı değerlendirilmelidir.

Akciğer kist hidatidi, özellikle sağ akciğeri etkiler. Uzun yıllar hiçbir belirti göstermeden büyüyebilir. Başlangıçta göğüs ağrısı, öksürük ve kanlı balgam gibi belirtilerle ortaya çıkar. Nadiren de olsa kist plevra boşluğuna yönelebilir. Bu durumda şiddetli göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, morarma ve şok gibi ciddi belirtiler görülebilir. Röntgen ve laboratuvar incelemeleri ile teşhis konan kistler, ameliyatla tedavi edilir.